Kişinin istediği zaman istediği yerde kontrollü idrar yapmasına işeme denir.
Karnımızın alt sınırını oluşturur.
Önde mesane -üretraya
Ortada vajina ve rahime,
Arkada rektuma destek verir.
Bu organları adeta ‘hamak’ gibi taşır. En önemli kası ise ‘levator ani’ dir.
**Ürolojik Bulgular
İdrar kaçırma, sık idrara çıkma, gece idrara çıkma, mesaneyi tam boşaltamama, idrar yapmaya başlayamama, kesik kesik idrar yapma
**Jinekolojik Bulgular
Pelvik organ (rahim, vajina, mesane sarkmaları) açık yaralar, cinsel yaşam bozuklukları, Pelvik ağrı
**Barsak Sorunları
İdrar ve gaz kaçırma, kabızlık, boşaltamama
Kadınlarda daha sıktır. Karın içi basınç arttığı durumlarda Pelvik taban kas zayıflığı nedeni ile idrar tutamamadır. Karın içi basıncın arttığı durumlar şunlardır; Öksürme, hapşırma, hoplama, zıplama, gülme vb….)
Hasta idrarının geldiğini hissettiğinde tuvalete gidene kadar yetişemez ve kaçırır.
Şeker hastalığı, İnme, Parkinson, Multipl Skleroz ve İdrar Yolu Enfeksiyonunda görülür.
Mesane dolmasına rağmen, idrar gelme hissi tam oluşmaz, oluştuğu anda ise kişi idrarını tutamaz.İşeme sonrası bile mesanede kalan bir miktar idrar vardır
İdrar kaçırma sıklığı ortalama yaklaşık %29’dur.
Kadınlarda erkeklerden daha sık görülür. Kadınlarda idrar kaçırma oranı %40’lara kadar çıkmaktadır.
Hastanın bilinç durumu
Bacaklarında ödem olup olmadığı
Yürüme şekli
Bacakların ve genel nörolojik muayene sonucu
Pelvik taban kaslarının durumu; normalde pelvik taban kas basıncı 30-60 cm H2O, kas zayıflığı olanlarda ise bu basınç 0-5 cm H2O ya kadar düşmektedir.
*İleri yaş *Gevşek bağ dokuya sahip olmak
*Çok gebe kalmış yapmış olmak *Sigara kullanmak
*Gebelik *Obesite
*Doğum yapmış olmak *Rahim operasyonu olmuş olmak
*Kadın cinsiyet *Enfeksiyon varlığı
*Irk *Organ sarkmaları olması
Doğumdan sonra stresi inkonkinans oranı %30-50 arasında değişir. Sezeryan doğumda bu oran daha düşüktür.
Wilson ve ark, doğum sonrası yoğun Pelvik taban egzersizleri programı ile bu oranlarda azalma olabileceğini gösterdiler
Özellikle uzun doğum, vakum bağlanması, kilolu bebek, sfinkter yırtılması gibi durumlarda;
Obezite varlığında,
Sigara içenlerde,(öksürük de daha fazladır)
Kabızlıkta,
Radyoterapi almış olanlarda,
Rahimi alınmış olanlarda,
Bazı ilaç kullanımında (idrar söktürücüler, uyku ilaçları, antidepresanlar gibi..)
—Kafeinli yiyecek ve içecekler kısıtlanır,
—Kabızlıktan korunulur.
—Sıvı alımı kısıtlanmaz.Aşırı sıvı alımından kaçınılır.Akşam yemeğinden sonra sıvı kısıtlaması olabilir.
—Her işemede 300 cc idrar yapılmalıdır. Sık idrara gidilirse mesane hacmi azalır.
Mesane eğitimi verilir. Bu durumda mesane. Kasının aşırı aktivitesi vardır.Antikolinerjik ve antispazmodik ilaçlar kullanılır. Bazen bu ilaçlara bağlı ağız kuruluğu ve kabızlık görülebilir.Pelvik Taban Egzersizleri önemlidir.Elektrik stimulasyonu, biofeedback ve manyetik stimulasyon denenebilir.
En sık uygulanan Pelvik taban egzersiz ve eğitim programıdır. Yine özel protokolü ile elektrik stimulasyonu, biofeedback ve manyetik stimulasyon yapılabilir.
Yanıt yok ise cerrahi uygulanabilir.
Günde bir kez kateterizasyon yapılabilir.
Valsalva manevrası ve suprapubik basınç uygulaması yapılmalıdır.
Daimi katatere geçilebilir.
1- Hastanın eğitimi
2- Fizik Tedavi Yöntemleri
Elektrik Stimulasyonu
Biofeedback
Vaginal konlar
Magnetik alan tedavisi
3- Egzersizler
Pelvik Taban Egzersizleri
4- Mesane Eğitimi
Elektrik Stimulasyonu, Manyetik Alan Tedavisi
Biofeedback, egzersizler, vajinal cone
Pelvik kas gücü 3 ten az ise elektrik stimulasyonu ile kas güçlendirme uygulanır. Elektrik stimulasyonunda orta frekanslı bir akım olan interferansiyel akım kullanılır. Bu akım için elektrot veya vajinal prob kullanılır. Böylece sfinkter kasılmasının fonksiyonu arttırılırken , mesanenin kasılması da azaltılır. Bu tedavi kalp pili ve ciddi aritmisi olanlarla, vajinal enfeksiyon ve sarkmalarda, ağır menstrüel kanamada, idrar geri kaçağı olanlarda uygulamamalıdır.
Aktif egzersiz ile kombine edilirse başarı oranı artar.
Haftada 2 veya 3 seanstan toplam 12 seans tedavi uygulanır.
Toplam tedavi süresi 20-30 dakikadır. İlk seanslarda 15 dakikayı aşmamalıdır.
Biyolojik olayların bir ekran aracılığı ile görsel ve işitsel sinyaller halinde hastaya gösterilmesidir. Pelvik taban kas kasılmasını hastaya öğretmek amacı ile kullanılır
Biz de kliniğimizde MYONYX biofeedback ve elektrik stimulasyonu cihazını ,vajinal , rectal pop ve yüzeysel elektrot kullanma olanakları ile tedavide kullanmaktayız.
Pelvik Taban Egzersizleri, ilk kez 1948 yılında Arnold Kegel tarafından tanımlanmıştır. 2 haftada etkisi ortaya çıkmaya başlar, 6-8 haftada şikayetler azalmaya başlar. Egzersiz 6 hafta - 4 ay arasında devam etmelidir. Egzersizden önce mesane boşaltılmalı ve gevşeme için rahat kıyafetler giyilmelidir.
Pelvik Taban Egzersizlerinin Yapılışı
—Dizler bükülü sırtüstü yatar pozisyonda iken baş hafifçe kaldırılır.
—İdrar ve gaz geçişini durduruyor gibi Pelvik taban kasları kasılır.
—İdeal olan bu pozisyonda 10 saniye tutmaktır.Takiben 10 saniye dinlendirilir.
—Kasları zayıf olanlarda daha uzun dinlenme süresi gerekir.
—Kasılma sırasında nefes tutulmamalıdır.
—Gluteal ( kalça) bölge, karın kasları ve uyluk kasları kasılmamalıdır.
—Hedef, bir egzersiz setinde 10 tane yavaş kasılma ve bunu takiben yapılan 10 hızlı kasılmadır.
—24 saatte 6-8 egzersiz seti önerilmektedir.
—Bu egzersizler yan, ayakta, emekleme gibi değişik pozisyonlarda ve çeşitli günlük aktiviteler sırasında da yapılabilir.
Yeni bir egzersiz pozisyonuna geçmeden önce hasta diaphragmatik solunum yaparak gevşemelidir.
Kori bo. ve arkadaşları, Pelvik taban kas egzersizlerinin stresi üriner inkontinansta oldukça etkili olduğunu bulmuşlardır.
Bu hastalarda kollajen yapısının bozukluğu da düşünülerek kollajen takviyesi de verilebilir.
Pelvik kas gücü artışı ile Pelvik organ prolapsusu ihtimali azalır , barsak kontrolü artar. Orgazm artar. Ve sexüel problemler azalır. Hastalar bilinçlendiği için öksürme veya ağır aktiviteden önceki pelvik taban kaslarını doğru bir şekilde kasarak idrar kaçırmayı önlemektedir.
Egzersizlere biofeedback ve elektrik stimulasyonu eklenmesi daha iyi sonuçlara yol açar.
‘’ Chen ve ark. 72 stress grinner inkontinanslı hastada yaptıkları çalışmada bu programın etkinliğini incelemişlerdir. 2. Yılın sonunda ped kullanımının anlamlı ölçüde azaldığını ve rehabilitasyon programının cerrahi tedaviye etkili bir alternatif olduğunu söylemişlerdir.
Hastadan günün 2.işemesinde, idrar yapmanın ortasında iken, kasları kasarak idrar akışını durdurması istenir.Tamamen durdurma hatta yavaşlatma bile uygun kasların çalıştığını ve kas gücünün iyi olduğunu gösterir.Bu bir egzersiz değil sadece eğitimdir. Çünkü enfeksiyon riski vardır.
Sonuçta ürojinekolojik rehabilitasyon kadınlarda jinekolog , erkeklerde ürolog ve ikisinde de fizik tedavi uzmanının bir arada çalıştığı bir ekip işidir. Doğru hastaya doğru tedavinin planlanması ekip çalışması ile mümkündür.Hem eğer operasyon geçirdiyse cerrahın dokudaki gördüğü hasarı direkt iletmesi, hem de hastanın eski durumunu da bilmesi açısından görüşlerini bildirmesi çok önemlidir. Tüm bu değerlendirmelerin ardından hasta ile ortak hedeflerin belirlenip hedeflerin ilerlemeleri gördükçe güncellenmesi daha gerçekçidir.